İktisat literatüründe kabul gören farklı uygulamalar vardır ve bunlar daha istikrarlı finansal kararların alınmasını destekler. Ekonomide taraf tutan ortodoks ve heterodoks siyaset de bunların ortasında yer alır ve birbirinden farklı pratikleri içerir.
Son zamanlarda her yerde karşımıza çıkan bu iki temel kavramı gelin yakından inceleyelim!
???
Ortodoks ve heterodoks kavramlarına genel bir bakış.
Ortodoks, Yunanca orthos (gerçek) ve doxa (inanç) kelimelerinden oluşur. gerçek inanç ‘ kelime olarak kullanılır. Heterodoks ise Yunanca kökenli ve ‘heterodoks’ anlamına gelen heteros (farklı) ve doxa (inanç) kelimelerinin birleşimidir. farklı inanç ‘ bir kavramdır.
Ortodoks para politikası ana akım ekonomi olarak adlandırılabilir.
Bu iki kavramı iktisat literatürüne uyarladığımızda benzer anlamlar ortaya çıkmaktadır. Nitekim ortodoks iktisat politikası daha genel kabul görmüş ve klasik doktrinlere dayandırılırken, heterodoks iktisat bunun tam tersi ve farklı yollar izlemektedir. Başka bir deyişle, ortodoks iktisat, ana akım iktisat olarak da değerlendirilebilir.
Ortodoks iktisadın daha kalıcı ve esnek olduğu söylenebilir.
Ortodoks ekonominin daha liberal olduğu ve girişimciliği özendirmenin ön plana çıktığı bir sistem varken, heterodoks yaklaşımda böyle bir durum söz konusu değildir. Tersine, heterodoks uygulama enflasyonu bastırmak için bütçe açıkları yaratmayı amaçlar. Bu nedenle ortodoks sistemde daha liberal bir serbest piyasadan bahsederken öte yandan fiyatları baskı altına alan merkezi bir yapı söz konusudur. Nitekim bir taraf uzun vadede kalıcı olabilirken, obur sadece kısa vadeli çözümler sunabilir.
Heterodoks piyasa yaklaşımı merkezi ve baskıcıdır.
Marksist öğretiye dayanan heterodoks uygulama, merkezi bir piyasa baskısına dayanarak genel odağı artırmayı amaçlar. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; Kamu harcamalarının sürdürülmesi, kişisel harcamaların teşvik edilmesi, kredilerin ucuzlatılması gibi sistemler yaygınlaştırma amacıyla uygulanmaktadır. Ancak öte yandan enflasyonu baskılamak için merkezi fiyat kontrolleri yapılmakta, dış ticarete kotalar konulmakta ve fiyatlar sabitlenmektedir.
Heteredoks para politikasının temel amacı fiyatları kontrol altında tutmaktır.
Tüm bunların temel amacı, mal ve hizmet fiyatlarının tek bir merkezden kontrol edilmesini sağlamaktır. Bu yaklaşımda fiyatlar talep enflasyonundan bağımsızdır, ancak faiz oranları ve döviz kurları gibi küresel bileşenlerden etkilenir. Bu, inorganik bir kontrol sistemi ile sonuçlanır. Cari açığı azaltmak için ithalatın kısıldığı ve fazla malın iç piyasaya aktarıldığı bir denetim mekanizması devreye giriyor ve bunun sonucunda işler karaborsaya düşüyor.
Genellikle, heterodoks ekonomi harika durumlarda uygulanır.
Bütün bunlara bakıldığında heterodoks siyasetin sıradan bir uygulama olmadığı ve sıklıkla acil durum tedbiri olarak kullanıldığı söylenebilir. Bu nedenle özellikle geçiş dönemlerinde ve kriz dönemlerinde normalleşme için kısa dönemli heterodoks ekonomiler denenebilir. Ancak bu tip tabanların uzun süre devam etmesi mümkün değildir.
Ülkemizde uygulanan heterodoks ekonomi politikası uzun vadede kalıcı olmadı.
Klasik olmayan yaklaşımlara dayanan heterodoks iktisat, bir dönem Brezilya ve Arjantin gibi Güney Amerika ülkelerinde yoğun bir şekilde uygulandı. Aslında geçmişte Türkiye’de kira sınırlaması, fiyat kontrolü gibi heterodoks politikalara geçiş yaşandı. Ancak, tıpkı Güney Amerika’da olduğu gibi, bizim heterodoks yaklaşımlarımız kısa ömürlü oldu ve kalıcı bir başarı elde edemedi.
Heteredoks ekonomiden farklı olarak ortodoks ekonomide arz-talep istikrarına bağlı liberal bir piyasa vardır.
Bu tıbbi acil durumlar dışında, genel kabul görmüş finansal politikalar ortodoks bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Uygulanabilirliği yıllar önce denenmiş ve belirli bir neden-sonuç ilişkisine dayanan sağlam formüller, ortodoks sistemde yeniden mevcuttur. Buradaki genel olgu, arz-talep ekseninde istikrar bulan bir serbest piyasa yaratmaktır.
Ancak bu, ortodoks sistemde piyasaya müdahale olmadığı anlamına gelmez.
Ortodoks uygulama, bireysel yatırımın teşvik edilmesine dayanmakla birlikte, burada da bir merkezi müdahale ölçüsü vardır. Özellikle ülke parasının değer kaybetmesi durumunda hükümetin aldığı faiz tedbirleri ve yatırım teşvikleri bunun en güzel örneklerindendir. Bundan dolayı ortodoks iktisatta gerektiğinde çeşitli yaptırımlar devreye girebilir ancak burada asıl amaç piyasanın kendi kendini dengelemesini sağlayacak tedbirlerin alınmasıdır.
Halihazırda çalışan sistemlerin kullanılması ekonomik istikrar için daha faydalıdır.
Burada devletler için temel gerçek; Ekonominin teşvik ve istikrarla mı yoksa baskı ve kontrolle mi düzenleneceği merak konusu. Heterodoks pratiğin en büyük sorunu şeffaflığın olmaması olduğundan analiz ve objektiflik planlama aşamasında değer kazanır. Bu anlamda çok daha esnek olan ortodoks yaklaşım, heterodoks sistemleri sindirme yeteneğine sahiptir ve zaman zaman doktrin dışı yaklaşımlara başvurarak varlığını sürdürebilir.
Sürdürülebilir ekonomiler reel anlamda her iki politikadan da stratejiler içermektedir.
Modern uygulamada ortodoks ve heterodoks sistemlerin birçok yönden iç içe geçtiği söylenebilir. Mali kurallar birçok faktörden anında etkilendiği için ülkeler bu iki sistemin birlikte kullanıldığı karma ekonomi politikalarını uygulamaya daha istekli olmaktadır. Ancak fonksiyonelliği açıkça ortaya konulabilen ve neden-sonuç ilişkisine dayanan ortodoks doktrinlerin çok daha sağlıklı ve destekleyici olduğu söylenebilir.
surhaber.com.tr